Dünyanın en prestijli mutfak sanatları okulu olan ve Türkiye’de Özyeğin Üniversitesi iş birliğinde eğitim veren Le Cordon Bleu İstanbul, gelenekselleşen gastronomi buluşmalarının 6’ncısını gerçekleştirdi.
25 Nisan 2024, Perşembe günü Fransız Sarayı’ndaki buluşmaya, Le Cordon Bleu İstanbul’dan mezun olan ünlü şefler, sektörün kanaat önderleri ve basın mensupları katıldı. Katılımcılar, bu yılın teması olan “Toque’lu Yıldızlar” ışığında, 2024 Gastronomi Trendleri üzerine bilgi ve görüşlerini paylaştılar.
Başarının en leziz öyküsü
Gastronomi buluşmasına ev sahipliği yapan Özyeğin Üniversitesi Le Cordon Bleu İstanbul Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu yaptığı açılış konuşmasında; ‘Türkiye gastronomi dünyasına damgasını vuran Michelin ve Gault&Millau rehberlerinin ülkemize girmiş olması ve mezunlarımızın bu ödüllere layık görülmesiyle onlarla aynı heyecanı yaşadık, yaşıyoruz. Dünyanın sayılı mutfak sanatları okullarından biri olan Le Cordon Bleu İstanbul, her başarı öyküsü ile daha da güçleniyor. 129 yıllık mutfak eğitimi, tecrübe ve disiplinimizle, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yepyeni yıldızların kendi öykülerini yazmalarına yardım edeceğimizi biliyoruz. Bu yolculukları keyifle izliyoruz. Önceki nesillerin bizlere bıraktıklarını gelecek nesillere aktaracak olmanın gururu ve mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.
“Bizim için ayrıcalıklı bir ortaklık”
Fransa Başkonsolosu Olivier Gauvin ise yaptığı konuşmada, bu yıl 6’ncısı gerçekleştirilen “Gastronomi Trendleri” buluşması için Le Cordon Bleu İstanbul ile Fransız Sarayı’nın iş birliğiyle, şeflerle, mezunlarla, öğrencilerle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyetini dile getirdi. Gauvin; “1895 yılında, 129 yıl önce Fransa’da kurulmuş olan Le Cordon Bleu okulu bildiğiniz üzere mutfak sanatlarına ve otel yönetimine adanmıştır. Le Cordon Bleu İstanbul’un 10’ncu yıl dönümüne iki yıl önce, 2022’de bu sarayda tanık olmaktan büyük mutluluk duymuştuk, Kuruluşuna da burada şahit olduğumuz Le Cordon Bleu İstanbul ile Fransız Büyükelçiliği ve Fransız Konsolosluğu arasındaki bu çok ayrıcalıklı ortaklığı ileride de sürdürmeye devam edeceğimizi umuyorum” dedi.
Benzersiz Öğrenme Fırsatı
Le Cordon Bleu İstanbul Yönetici Eğitmen Şef Erich Ruppen de, Le Cordon Bleu İstanbul ve Özyeğin Üniversitesi öğrencilerinin bir çok yerel ve uluslararası Michelin yıldızlı restoranlarda staj imkanı bulduklarını belirtirken, “Michelin yıldızlı bir restoranda çalışmanın cazibesi yalnızca bu tür kuruluşlarla ilişkilendirilen prestijde değil, aynı zamanda sundukları benzersiz öğrenme fırsatlarında da yatmaktadır” dedi.
129 yıllık tecrübe ve disiplin
Le Cordon Bleu, mutfak sanatları eğitimindeki 129 yıllık tecrübesi ve disipliniyle binlerce gence kapılarını açtı. 2012 yılından bugüne Özyeğin Üniversitesi işbirliğiyle misyonunu uluslararası başarılarla Türkiye’de de sürdüren Le Cordon Bleu İstanbul’un mezunları, mesleki eğitimlerinin yanı sıra, sahip oldukları yenilikçi ve girişimci ruhlarıyla iş dünyasındaki tecrübelerini de paylaştılar.
İstanbul Frankie Mutfak Şefi Aykut Doğanok, TURK Fatih Tutak Kısım Şefi Mahmut Can Kızılbay, Neolokal Pasta Şefi Egem Aras, The Marmara Bodrum ve Tuti Restoran Yönetici Şefi Hakan Süve ile İnari Omakase’nin kurucusu Aycan Akdağ’ın, “Toque’lu Yıldızlar” olarak 2024 gastronomi trendlerini anlattıkları buluşmaya, Le Cordon Bleu İstanbul öğrencilerinin hazırladığı birbirinden lezzetli sunumlar da damga vurdu. Etkinlikte Le Cordon Bleu şeflerinin liderliğinde, öğrencilerin hazırladığı lezzetler şık sunumlarla ikram edildi. Konukların beğenileri geleceğin Toque’lu Yıldızları’nın başarısını taçlandırdı.
Aykut Doğanok- İstanbul Frankie Mutfak Şefi
“Dünya çapında saygınlık kazanmış ve standartlarını tartışmasız olarak net belirlemiş yeme-içme ve derecelendirme rehberlerinin ülkemiz gastronomisini de kapsıyor oluşu; vizyon ve misyon olarak her pozisyondan sektör çalışanına farklı bir bakış açışı kazandıracaktır. “
Mahmut Can Kızılbay- TURK Fatih Tutak Kısım Şefi
“Rafine mutfak, benim de yıllardır içinde zevkle bulunduğum mutfakların ana karakteri. Kaliteli malzemelerin yüksek düzeyde teknikler uygulanarak sunulması rafine mutfağın en yalın tanımı olabilir. Bu yıl Gault & Millau’nun da ülkemize gelişiyle, çok daha geniş bir listeyle daha küçük çaplı işletmeler ve farklı yemek tarzları da kendini Türkiye ve dünyaya tanıtma fırsatı buldu. Yıldız yanında şapka kazanmak ve bu listelerde yer almak tüm sektör çalışanları için yeni bir motivasyon oldu.”
Hakan Süve- The Marmara Bodrum ve Tuti Restoran Yönetici Şefi
“Yaklaşık 18 yıldır bu mesleğin içindeyim. Ancak son 5 yıldır yaptığım işin değerini ve derinliğini hissediyorum. Örneğin artık çoğumuz yemeğe atılan tuzun miktarından daha çok içerdiği mineraller, çeşitliliği, üretim yerleri, birleştiği ürünler ile ortaya çıkan kimyasal reaksiyonlar, coğrafya ve hatta kültürüne kadar sorgulamaya ve araştırmaya başladık. İnsanları bu tür arayışlara iten önemli etkenlerden biri de tartışmasız bu denli ayrıcalık yaratan derecelendirme rehberleridir.”
Egem Aras- Neolokal Pasta Şefi
“Rafine mutfak bana özümüzün şıklığını ifade etmekte. Özellikle gastronomi anlamında önde gelen Michelin ve Gault&Millau gibi yemek rehberleri sektörü rekabete ve yaratıcılığa açık bir duruma getiriyor. Sektörün dogmatik ilerlemesindense daha yenilikçi, mikro sezon odaklanmasına fayda sağladığını söyleyebilirim. Anadolu’nun sonsuz lezzetleri ve sayısız çeşitliliğini bir araya getirerek gün sonunda misafirlerin önüne şık ve uluslararası geçerlilikte sunmak heyecan verici.”
Aycan Akdağ- İnari Omakase’nin kurucusu
‘Dünyanın en iyi restoranlarının ve şeflerinin titizlikle seçilerek onurlandırıldığı Michelin ve Gault & Millau gibi değerlendirmelerin bizler için büyük bir motivasyon kaynağı olduğuna inanıyorum. Farklı coğrafyaların mutfaklarının geniş kitleler tarafından tanınmasına imkan sağlayan bu gibi değerlendirmeler, yenilikçi olgularla dönüşüme uğrayan ancak daima değerlerine bağlı kalan Türk gastronomi dünyasının global sektörde tanınmasında büyük önem taşıdığı kanısındayım.”
Yorumlar kapalı.